Çanakkale Savaşı Cesaret Mektubu
Çanakkale Savaşı Cesaret Mektubu; Çanakkale Savaşları Cesaret Mektubu, Name-i Teşci, Anasından Hasan Çavuş’a Mektup örneği ile, muharebe öncesinde okunan Harp Mecmuası‘nda yayınlanan ve cesaret vermesi için kullanılan mektupları sizlerle paylaşıyoruz.
Çanakkale Savaşı Cesaret Mektubu
Hangi savaş söz konusu olursa olsun, savaşı kazandıran ana temellerden biri cesarettir. Çanakkale Savaşı boyunca bir çok cesaret örneği görülmüş, sergilenmiş, yazılmış ve anlatılmıştır. Bu sayede Mehmetçiğin çeliğin önüne etten duvar örmesi sağlanmıştır. İman gücü ve Vatan sevgisi ile birleşen Cesaret Çanakkale Savaşının kazanılmasında büyük etki yaratmıştır. Askeri cesaretlendirmek için Name-i Teşciler (Cesaret Mektubu) Harp Mecmualarında basılıp yayınlanmış, taarruz öncesi ise yüksek sesle tüm askerlere okunmuştur.
Çanakkale Savaşı genç nüfusun yoğun olarak askere alındığı bir cephe idi. Genç askerlerin akılları sürekli memleketlerinde, analarında, sevdalarındaydı. Bu okunan mektup sayesinde askerin savaşa odaklanması sağlanır iken, mağlubiyetin onlara neleri kaybettireceği, anaların ve genç kızların savaşanlara nasıl baktığı anlatılarak asker cesaretlendirilerek savaşa hazırlanmıştır.
Savaşta Cesaret
Çanakkale Savaşı ile ilgili kahramanlık öykülerini sıklıkla duyarız. Çanakkale Savaşının en bilinen kahramanı ise şüphesiz Mustafa Kemal ATATÜRK‘tür. İsmet İNÖNÜ Atatürk‘ün başarısını şöyle özetler;
“Atatürk, zaferi sağlayan bu ordunun teşkilinde ve seferlerin acı günlerine dayanmakta, netice günlerinde kesin vuruşla sevki idare (yönetmekte ve sevketmekte) de hakkıyla başkomutanlık etmiştir. Ümitsizlik anlarını yenmiş, vasıtasızlık ve imkansızlık unsurlarını tesirsiz bırakmıştır.”
Çanakkale Savaşı Cesaret Mektubu
Anasından Hasan Cavuş’a Mektup
Oğlum Hasan, üç aydır ki mektubunu almadım,
Gece, gündüz hayır duanızdan geri kalmadım,
Sen onbaşı olmuş idin, Akşehir’den giderken
Çavuş oldum diye yazdın, tabur cenge girerken,
Zafer için her cengine yedi hatim adadım.
Allah korusun ocağımda sensin kolum kanadım.
Yaradanım sana nasip ederse Şahadet,
Odur kulluk Hakka, vatan millet için ne devlet
İmam dedi; Çanakkale’de ulu şanlı cenk olmuş.
Düşmanların siperleri bastan basa leş dolmuş.
Derelerden, tepelerden seller gibi kan akmış.
Korkak düşman geri kaçmış, toplarını bırakmış,
Sen o kanlı derelerden topladığın sümbülü,
Yolla taksın yavukluna ziynet bulsun kakülü.
Geçen gece ben bu cengin rüyasını görmüştüm.
Sevincimden ağlayarak hayır diye yormuştum.
Plevne’de yatan şehit baban eve gelmişti.
“Hasan Gazi oldu.” Diye bana müjde vermişti.
Sonra gördüm sağ elinde yükselmişti bir bayrak,
Din hasmının kalesine dikilmişti o sancak.
O sancak ki Türklüğün şanlı namus gömleği.
Cana millet bilin anın uğrunda ölmeyi.
Sen düşünme millet bize gözü gibi bakıyor.
Şükür, bolluk, zat, zahire her taraftan akıyor.
Eğer köyde ölen kalan var mı diye sorarsan,
Konu komşu eşi dostu hatırlayıp anarsan,
Muhtargilin Ahmet şehit olmuş haber geldi dün.
Köy giyindi kuşandı, hep namazgaha gittiler.
O şehidin Rahmetullah duasını ettiler.
Yeri belli olmak için mezarını kazdılar.
Bir taş dikip Ahmet şehit oldu diye yazdılar.
Kurban kesip hatmi şerif indirdiler, hep ona
Gönderildi onun gökte yatan şanlı ruhuna.
Sen bilirsin yavuklusu kumral saçlı Emine,
Bir al bayrak asmış idi o gün kendi evine.
O güzel kız yeşil örtü örtmüş idi başına.
Bir kurumla oturmuştu, köyün dibek taşına,
Hiç kırmadı ağlamadı sandım onu bir melek,
Onun erlik ocağını söndürmüştü kör felek.
Sürme çekmiş, kına ile süslemişti elini,
Olmuş idi telli duvaklı nurlu şehit gelini.
Dedi; Ahmet beni artık ahrette beklesin.
Ben onunum utanmasın beni Hak’tan istesin.
Kaderim bu, sehit olmus benim sanlı yigidim,
Kız kalırım varmam ele benim canlı şehidim.
Yazan: Manastırlı M. Hasip
Henüz yorum yapılmamış.